Öğretim İlkeleri

Öğretim ilkeleri konusuyla ilgili Kpss’de hemen hemen her yıl soru çıkmaktadır. Öğretim ilkeleri aslında görev itibariyle öğretime kılavuzluk etmektedir. Şimdi sırayla bu ilkeleri inceleyelim.
1) Öğrenciye Görelik İlkesi: Öğrencinin fizyolojik, psikolojik özelliklerinin, ilgi ve ihtiyaçlarının, yeteneklerinin göz önünde tutulması öğrenciye görelik ilkesi itibariyle en gerekli özelliklerin başında gelmektedir. Bunun olmasını gerektiren asıl sebep her öğrencinin farklı özelliklere sahip olmasıdır. Bu yönüyle öğrenciye görelik ilkesi geleneksel yöntemlere tamamen zıttır.
Bu ilke aynı yaş grubundaki öğrencilerin farklı ilgi,zeka ve fizyolojik özelliklere sahip olduğunu belirtir ancak aynı yaş grubundaki öğrencilerin aynı gelişim seviyesine sahip olduğunu belirtir. Burayı karıştırmamak gerekir.
Öğrenciye görelik ilkesi çoklu zeka yöntemi ve bireyselleştirilmiş öğretimi en çok savunan ve uygulanması gerektiğini belirten ilkedir. Öğrencinin gelişim seviyesine uygun bilgi ve materyallerin seçilmesi gerektiğini belirtir. Ayrıca bu ilke yöntem ve tekniklerin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi gerektiğini savunur.
2) Hedefe (Amaca) Uygunluk İlkesi: Aslında öğretim ilkeleri içerisinde en önemli olan ilkedir. Çünkü bir hedefe yönelik olmayan öğretim teknikleri gerçek amaçlarını hiçbir zaman gerçekleştiremeyecektir. Bu yüzden bütün uygulamalar hedef davranışlara uygun olmalıdır.
3) Yakından Uzağa İlkesi: Zamansal ve mekansal olarak yakın çevreden uzak çevreye doğru giden bir yol izlenmektedir. Örneğin coğrafya dersinde dağları anlatan bir öğretmenin önce yakın çevreden öğrencilerin bildikleri dağları göstermesi , daha sonra o ilde bulunan dağları listelemesi ve Türkiye’de bulunan dağların özelliklerini anlatması bu ilkeye uyduğunu göstermektedir.
4) Bilinenden Bilinmeyen İlkesi: Ön öğrenmeler ve hazırbulunuşluk göz önünde tutularak bilişsel ve duyuşsal tutumu geliştiren ilkedir. Bildiğinin üstüne bilinmeyenin eklenmesiyle özgüven arttırıcı bir ilke olarak karşımıza çıkar. Öğrencinin eski bilgilerle yeni bilgiler arasında köprü kurmasını sağlar ve anlamlandırmayı gerçekleştirir.
5) Nesnellik ve Açıklık İlkesi: İki şekilde açıklanmaktadır; Anlaşılır , sade ve açık bir dilin kullanılmasıdır. Bir diğer anlamı da öğretimde ne kadar çok duyu organı işe karışırsa o kadar nesnellik ve açıklık olmaktadır. Bu ilkeye göre materyal kullanımı nesnellik açısından önemlidir. Ayrıca yaparak-yaşayarak öğrenme bu ilkenin en çok desteklediği öğrenme şeklidir.
6) Somuttan Soyuta İlkesi: Bu ilke önce elle tutulan, gözle görülen sonra bu bunların üzerine soyut kavramların öğretilmesini belirtmektedir. Bu ilke de materyal kullanımını vurgulamaktadır. Burada dikkat etmemiz gereken başka bir husus da soyut öğrenmeler devam etmektedir ancak soyut kavramları somutlaştırma yoluna gidilmektedir.
7) Ekonomiklilik (Tasarruf) İlkesi: En az çabayla en fazla hedef davranışın üretilmesini ifade eden ekonomiklilik ilkesi, süre ve emeğin minimize edilmesi gerektiğini savunur. Bu ilkeye uyum için; öğretim süreci tamamen planlanmalı, öğrencinin zaman ve enerjileri yerinde kullanılmalı,öğretim materyalleri, içerik ve değerlendirme amaca uygun şekilde yapılandırılmalıdır.
8) Hayatilik (Yaşama Yakınlık) İlkesi: Öğretim süreci içerisinde kazandırılan davranışların gerçek hayatta kullanılabilir olması ve gerçek hayatı kolaylaştırıcı nitelikte olmasını vurgular. Bu ilkeye göre kazandırılmak istenilen davranış eğer öğrencinin gerçek yaşamında bir işe yaramayacaksa eksik, amaçtan yoksun bir kazanım olacaktır.
9) Aktüalite (Güncellik) İlkesi: Örnek ya da konuların günlük hayattan seçilmesidir. Güncel olay ya da sorunlarla öğrenci konular arasında ilişki kurabilmekte ve dersin rahat işlenmesini sağlamaktadır.
10) Aktivite (iş) İlkesi: Bir diğer anlamı yaparak yaşayarak öğrenme olan bu ilke, öğrencinin etkin hale dönüştürülmesini ve kalıcı öğrenmeyi sağlamaktadır. Yine burada duyu organlarının sayısının artışı önemlidir. Ne kadar çok duyu organı işin içindeyse öğrenci o kadar iyi anlayacaktır. Öğrencinin yapıp söylediklerinin %90’ını unutmaması ve hatırlaması göz önüne alınırsa, bu ilkenin ne kadar önemli olduğu daha da iyi anlaşılmaktadır.
11) Basitten Karmaşığa (Kolaydan Zora) İlkesi: İlkenin isminden de anlaşılacağı üzere , önce her öğrencinin rahatlıkla anlayabileceği basit konu ve etkinliklere yer verilmesi öğrencinin özgüvenini ve o derse karşı olan tutumunu olumlu yönde etkilemektedir.
12) Bütünlük İlkesi: Bireyin bütüncül olarak gelişimini sağlayan bu ilkenin hedefi, öğrencide sadece bilgi genişlemesi yaratmak değil, onun irade, duygusal, ahlaki ve sosyal yönelimleri de harekete geçirerek öğretimde bütünlüğü sağlamaktır. Bu ilkenin üzerinde en çok Brunner durmuş ve desteklemiştir.
13) Sosyallik İlkesi: Öğretim ilkeleri konusunun son ilkesi olan Sosyallik, öğretim sürecinin insanların sosyalleşmesini ve topluma uyum sağlamasını vurgulamaktadır. Ayrıca özgürlük konusunu da es geçmemektedir.
Öğretim İlkeleri, bir eğitim sürecinin etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi için kullanılan temel kavramlardır. Bu ilkeler, öğrenci öğrenme sürecini geliştirmek, öğrenme ortamını iyileştirmek ve öğretmenin öğrencilere daha etkili bir şekilde rehberlik etmesini sağlamak amacıyla kullanılır.
Bu ilkelerin arasında bireysel farklılıklara uygunluk, katılımcılık, işbirliği, bağlam öğrenmesi, anlamlı öğrenme, gerçekçilik ve geribildirim gibi unsurlar bulunur. Bu ilkelere dikkat edilmesi, öğrencilerin öğrenme sürecinde daha motivasyonlu ve aktif olmalarını sağlar.
Bireysel farklılıklara uygunluk ilkesi, öğrencilerin farklı öğrenme stillerine, ilgi ve yeteneklerine uygun bir eğitim sunmayı amaçlar. Bu sayede her öğrenci, kendi öğrenme sürecini daha etkin bir şekilde yönetebilir.
Katılımcılık ilkesi ise öğrencilerin aktif bir şekilde eğitim sürecine katılmalarını sağlar. Öğrencilerin sınıfta sorular sorması ve tartışmalara katılması teşvik edilir. Bu sayede öğrenciler, daha fazla öğrenme fırsatı elde eder ve düşüncelerini diğer öğrencilerle paylaşarak sosyal becerilerini geliştirir.
İşbirliği ilkesi, öğrencilerin birlikte çalışarak öğrenmelerini teşvik eder. Öğrenciler, grup projeleri yaparak birlikte düşünme, planlama, iletişim kurma ve problem çözme becerilerini geliştirir.
Bağlam öğrenmesi ilkesi, öğrenme sürecinin gerçek hayat durumlarına bağlı olarak tasarlanmasını vurgular. Öğrencilerin öğrendikleri bilgileri gerçek hayatta uygulama fırsatı bulmaları sağlanır.
Anlamlı öğrenme ilkesi, öğrencilerin öğrenme materyallerini anlamlı bir şekilde bağlantılandırmalarını sağlar. Öğrencilere, öğrendikleri bilgilerin nasıl günlük hayatlarıyla ilişkilendirilebileceğini anlamaları için fırsatlar sunulur.
Gerçekçilik ilkesi, öğrenme sürecinin gerçek hayatta karşılaşılan durumları yansıtacak şekilde tasarlanmasını amaçlar. Öğrencilerin öğrendikleri bilgileri gerçek yaşam senaryoları üzerinde uygulamaları teşvik edilir.
Geribildirim ilkesi, öğrencilere sürekli geri bildirim sağlanmasını içerir. Öğrenciler, öğrendikleri konular hakkında geri bildirim alarak eksikliklerini fark eder ve bu eksiklikleri gidererek öğrenmelerini ilerletir.
Bu öğretim ilkeleri, etkili bir öğrenme ortamı oluşturarak öğrencilerin motivasyonunu artırmayı ve öğrenme sürecini daha etkin hale getirmeyi amaçlar.
Tablo 1: Öğretim İlkeleri
| İlke | Açıklama |
|————————-|———————————————————————————————————————————|
| Bireysel Farklılıklara Uygunluk | Öğrencilerin farklı öğrenme stillerine, ilgi ve yeteneklerine uygun bir eğitim sunmayı amaçlar. |
| Katılımcılık | Öğrencilerin aktif bir şekilde eğitim sürecine katılmalarını sağlar. |
| İşbirliği | Öğrencilerin birlikte çalışarak öğrenmelerini teşvik eder. |
| Bağlam Öğrenmesi | Öğrenme sürecinin gerçek hayat durumlarına bağlı olarak tasarlanmasını vurgular. |
| Anlamlı Öğrenme | Öğrencilerin öğrenme materyallerini anlamlı bir şekilde bağlantılandırmalarını sağlar. |
| Gerçekçilik | Öğrenme sürecinin gerçek hayatta karşılaşılan durumları yansıtacak şekilde tasarlanmasını amaçlar. |
| Geribildirim | Öğrencilere sürekli geri bildirim sağlanmasını içerir. |
Bu öğretim ilkeleri, öğrencilerin eğitim sürecinde daha etkili bir şekilde öğrenmelerini desteklemektedir. Her bir ilke, öğrencilerin bireysel farklılıklarını, katılımını, işbirliğini, bağlam öğrenmesini, anlamlı öğrenmeyi, gerçekçiliği ve geribildirimi ön plana çıkarmaktadır. Bu sayede öğrenciler, daha etkili bir öğrenme deneyimi yaşar ve öğrenme sürecindeki motivasyonlarını artırırlar.